AB çevresel olarak daha zararlı alternatiflerin yolunu açtı

    AB çevresel olarak daha zararlı alternatiflerin yolunu açtı
      Poex

      Avrupa Birliği Parlamentosu, denizlerdeki plastik kirliliğini önleyeceği gerekçesiyle kulak pamuğu, çatal, kaşık, tabak, pipet ve balon tutacakları gibi tek kullanımlık plastik ürünleri 2021 yılından itibaren yasaklayan kararı onayladı. Parlamento seçimleri öncesi kamuoyunu etkilemek amacıyla hızlıca alınmış bir karar olduğunu söyleyen PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “AB’nin biyoplastik tekelleri işbaşındadır. Başta Türkiye olmak üzere plastik üretiminde rekabet edemedikleri ülkelerden ithalatı önlemek için böyle bir karar alındı.”

      Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından kabul edilen yönetmelikle ile ilgili değerlendirmelerde bulunan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Avrupalı siyasetçilerin asıl çözümü ve sorumluluklarını göz ardı ederek 23 Mayıs’taki AB Parlamentosu seçimleri öncesi yüzeysel bir çözümle göz boyamak istediklerini vurguladı.

      AB’nin tek kullanımlık plastiklere getirdiği yasağın asıl amacı gizlenen ekonomik bir savaşın parçası olduğuna vurgu yapan Yavuz Eroğlu, “Çok kısa bir müzakere sürecinin ardından alınan bu karar ile atık direktiflerinin gerekçelerini oluşturan amaçları gerçekleştirecek ve verimli atık yönetimi sağlayacak bir fırsatı yüzeysel bir kanun metniyle sınırlamış oldular. Çevre açısından olası sonuçları gözetmeden kabul edilen bu yönetmelik, yayınlanmasının ardından 2 sene içerisinde üye ülkeler tarafından uygulamaya konulacak. Ancak yasaklanacak veya kısıtlanacak ürünlerin yerini almaya aday alternatiflerin maliyet-fayda analizleri yapılmamıştır. Dolayısıyla önergenin tüm sağlık ve güvenlik boyutlarının gözetildiği söylenemez. Yaşam döngü analizi açısından bakıldığında alternatif ambalaj malzemelerinin çevre için daha olumsuz sonuçlar çıkaracağı ortadadır. Üstelik bu önergeyle çevresel olarak daha zararlı alternatiflerin yolu açılırken tüketici açısından maliyetin yükseleceği de çok açık. Örneğin; tek kullanımlık pipeti kaldırıp yerine kağıt pipet koyduğunuzda 8 kat pahalı ve kağıt ve mürekkep etkisi bakımından çevreye çok daha zararlı. Aynı şekilde plastik tek kullanımlık çatal bıçak yerine ne verileceğinin cevabı bile şu an yok. Burada gözden kaçmaması gereken en önemli nokta konunun çevre değil ekonomik bir savaş olduğudur. Bu noktada sorulması gereken soru; ‘AB bu yasa ile pipet, kulak çubuğu, çatal, kaşık, bıçak gibi plastik sektörünün küçük bir yüzdesini kapsayan ürünleri yasaklarken neden hali hazırda rekabet edebildiği ürünleri kapsam dışı bırakmıştır’ olmalıdır. AB’nin biyoplastik tekelleri işbaşındadır. Türkiye’nin büyük ihracatçı olduğu bu ürünlerde rekabetçiliğimizi düşürecek ve istihdamı baltalayacak, firmaların üretim ve yatırımını engelleyecek söylemler yapılmadan muhakkak sektörden doğru bilgilendirmeler alınmalıdır” şeklinde konuştu.

      Tüm süreci yakından takip ettiklerini belirten Eroğlu konu ile ilgili şunları söyledi; “Tasarıya imza atan ülkeler bu konuda çevre kaygısı taşımadan kesinlikle kendi ülkelerindeki sanayinin durumunu göz önüne alarak tasarıyı hazırladı. Avrupa Birliği Parlamentosu, başta Türkiye olmak üzere plastik üretiminde rekabet edemediği ülkelerden ithalatı önlemek için böyle bir karar aldı. AB ülkeleri rekabet edemedikleri için ithal etmek zorunda kaldıkları ürünler yerine kendi üretimleri olan üstelik yüksek fiyatları ile dikkat çeken biyoplastik malzemesini satmak için bu yasağı getirmeye çalışıyorlar. Eğer benzer bir uygulama 2023 yılında Türkiye’de de gerçekleşirse bu ürünleri üretmek için gerekli tüm hammaddeyi Petkim, Sasa, Köksan gibi yerli kuruluşlar yerine AB’den ithal etmek zorunda kalacağız. Biz bir yandan Türkiye’de kendi kaynaklarımızla biyoplastik üretmeye çalışırken diğer yandan da bu gerçekleşene kadar sanayimizi bu tür rekabet oyunlarına karşı korumalıyız.”

      Avrupalı siyasetçilerin asıl çözümü ve sorumluluklarını göz ardı ettiklerini vurgulayan PAGEV Başkanı Eroğlu: “Tasarı kapsamında yasaklanması istenilen ürünlerin seçimi ve tanımlanmasında da ciddi sıkıntılar var. Bu tasarı iyi tanımlanmamış bir ürün kategorisine sembolik bir saldırı olmanın yanında tek kullanımlık ürünlere dair yanıltıcı ve sektör sınıflandırmasına uymayan tanımlar içeriyor. Tüketicinin aklını karıştırıyorlar. Tek kullanımlıktan kast edilen nedir? Bir kere bunu çok iyi anlamak gerekir. Bir sefer kullanılan bir tabak biraz kalın olduğunda birkaç kez kullanılabiliyor. Bunun ölçüsü nedir ve bunu kim tayin edip, kim denetleyecektir sorularını sormak lazım” dedi.

      PAGEV’in Türkiye’de plastiklerle ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yaptığı çalışmalarda konuların popülist söylemler yerine bilimsel boyutuyla değerlendirilmesini istediklerini belirten Yavuz Eroğlu, açıklamalarına şu sözlerle son verdi: “-Plastikler çevre kirliliği yaratıyor o zaman yasaklayalım- demekle çözüme varılamaz. Bu çocuklarımız ellerini prize sokabilir diye evlerimize elektrik bağlatmamaya benziyor. Kaldı ki çevre boyutu yanında ekonomik boyutu da göz ardı edemeyiz. Ülkemizde yaklaşık 40 milyar dolarlık üretime ulaşmış, Türkiye’yi dünyada 6., Avrupa’da ikinci büyük üretici haline getirmiş bir sektörden bahsediyoruz. Ana hedefimiz plastik ürünleri nasıl bilinçli kullanıp geri dönüşümle atıklarını ekonomiye katarız olmalıdır. Sorunları ve çözüm yollarını bilimsel yaklaşımlarla ele almak en doğru ve etkili yöntem olacaktır. Bizler de plastik sektörü olarak bilinçli tüketim ve çevrenin korunmasını destekleyecek her türlü çalışmada en ön saflarda çalışmaya devam edeceğiz.”

       

      Sektörden gelişmeleri takip etmek için bu bağlantıyı takip ederek yalnızca yöneticiler tarafından mesaj gönderilebilen WhatsApp grubumuza katılabilirsiniz: https://chat.whatsapp.com/49jJ8XuxSSWK32KkAWiRJ7

       

      ZİYARETÇİ YORUMLARI

      Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

      BİR YORUM YAZ