Akyüz’den alternatif pazarlara açılım çağrısı
Kimya sektörünün 2016 yılı sonunda yaklaşık 15 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmesi bekleniyor. Sektörün 2017 yılı hedefi ise 15,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmek.
Kimya ihracatçısı, 2016 genelinde dünya ekonomisindeki yavaşlama, Avrupa ekonomisindeki büyümenin yetersiz kalışı, Ortadoğu ve yakın pazarlardaki istikrarsızlığın sürmesi gibi birçok olumsuz gelişme ile mücadele etti. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, ihracatçılar açısından zor bir yılı daha geride bıraktıklarını belirterek kimya sektörünün 2017’de 15,5 milyar dolar ihracat hedeflediğini açıkladı.
Türkiye sanayinin nabzını tutan kimya sektörünün, neredeyse tüm sektörlere girdi sağladığını vurgulayan İKMİB Başkanı Murat Akyüz, bu yönüyle sektörün ülke sanayinin önümüzdeki aylarına ilişkin sinyaller verdiğine dikkat çekti. İhracatçı ve sanayiciler açısından zorlu bir yılın daha geride kaldığını belirten Akyüz, “Dünya genelinde ekonomik ve siyasi belirsizliklerin yoğun olarak hissedildiği bir yıl geçirdik. Küresel ticarette devam eden yavaşlama, yakın coğrafyamızda yaşanan sıcak gelişmeler ve önemli ihracat pazarlarımızdaki kayıpların sürmesi ihracatımızı olumsuz etkiledi. Sektörümüz tüm olumsuz şartlara rağmen en çok ihracat gerçekleştiren ilk üç sektörden biri olmayı sürdürdü. 2016 yılını yaklaşık 15 milyar dolarlık bir ihracatla kapatmayı bekliyoruz. İhracatımızda petrol fiyatlarının negatif etkisi azalmaya başladı, bunun önümüzdeki aylarda da devam etmesini umuyoruz” diye konuştu.
Kimya sektörünün 2008 krizinden önce alternatif pazarlara yönelme stratejisini benimsediğini ve AB’deki daralmanın olumsuz etkisini bu strateji ile dengelediğini hatırlatan Akyüz, 2017 ve sonrasında da kimya ihracatının rotasını farklı bölgelere çevirerek mevcut sıkıntıları aşmayı planladıklarını söyledi. İKMİB Başkanı, “Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerine yaptığımız ihracat 2008 krizinde ihracatçılarımıza nefes aldırdı. Bu sayede AB’deki kayıpları telafi ettik. Arap Baharı, Suriye’deki iç savaş ve sonrasında bölgeye yayılan istikrarsızlık ihracattaki önemli pazarlarımızda kayıpları beraberinde getirdi. Plastik, kozmetik, boya gibi sektörlerde yakın coğrafya pazarları önem taşıyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşten olumsuz etkilenen Rusya ekonomisindeki yavaşlama ve uçak krizi sonrası düzelmelerin zaman alması da bu bölgeye ihracat yapan firmalarımızın hedeflerinde sapmalara yol açtı. Diğer taraftan Mısır, İran gibi ülkelerde ihracatı sekteye uğratacak tarife dışı engel olarak da nitelendirebileceğimiz kayıt zorunlulukları ile karşı karşıya kaldık. Tüm evraklandırmalarını tamamlayan bitmiş mamul üreticisi ihracatçılarımız Mısır ve İran’dan halen satış ile ilgili izin alamamışlardır. Onay süreci neredeyse 6 ay geçmesine rağmen tarife dışı engeller devam etmektedir. Kimya ihracatının 2017 ve sonrasında yeniden ivme kazanması için alternatif pazar stratejisine ihtiyaç duyuyoruz. AB ile yaşanan gelişmeler ve bölge ülkelerdeki istikrarsızlık, ihracat yaptığımız ülkeleri çeşitlendirmenin ve riski azaltmanın önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Yakın dönemde bölgesel konjonktürde bir değişiklik beklemiyoruz. Bu kez rotamızı uzak bölgelere çevireceğiz. ABD, Güney Amerika ve Uzakdoğu’da Vietnam, Kamboçya gibi gelişen ve payımızın yetersiz olduğu pazarlara yönelmemiz gerekiyor. Keza ABD, 2017 ve sonrasında ihracat açısından daha aktif olmamız gereken bir diğer pazar görünümünde” dedi.
Dünyada ticaret yapmanın giderek zorlaştığı bir dönem yaşadıklarını dile getiren Murat Akyüz şunları söyledi: “Tüm gelişmeleri alt alta koyduğumuzda 2017 yılının da kolay olmayacağını kestirmek zor değil. Buna rağmen umutsuz değiliz, çok daha zorlarını gördük. İhracatçılarımız var güçleri ile çalışmaktan vazgeçmiyor. Türkiye, her şeye rağmen gelecek vaat eden, önemli bir pazar. Hükümetimizin KOBİ’leri, ihracatçıyı destekleyen teşviklerini de son derece olumlu buluyoruz. Yatırımı gündeme getiren her türlü destek ve kolaylık gerek sanayicimizi gerekse ekonomimizi rahatlatacaktır. 2017’nin en zorlu kısmının finansman olacağı düşüncesindeyiz. Yeni kurulması planlanan İhracat Kredi Garanti Fonu’nun da bir an önce ihracatçıya açılmasında fayda görüyoruz. Ayrıca uluslararası ticarette para yerine takasın ön plana alınması kur risklerini daha da azaltacaktır.